Eğlence Sektörünün Parlayan Yıldızı: Oyunlar
Eğlence sektöründe açık ara bir numara olan oyunlar, her şeyin bir arada bulunduğu bir platform sunuyor. Güzel bir hikaye mi istiyorsunuz? Öyle oyunlar var ki artık Hollywood bile oyun senaryolarını filmlere ve dizilere uyarlamaya çalışıyor. Sanata düşkün müsünüz? Sanatsal yönleri yüksek olan, müziği ve görselliği ödüller kazanan oyunlar da mevcut. Saygın orkestralar tarafından icra edilen müzikler bile bulunuyor.
Eğer “Benim hikaye, müzikle pek işim yok, rekabetçiyim, birini yenmeyi seviyorum” diyorsanız, online oyunlar da var. Hatta “Ben MMORPG severim, bu oyunlarla yakınlaşıp sosyalleşmek istiyorum” diyorsanız, oyunlar bu ihtiyaca da cevap veriyor. Demek istediğim, kim olursanız olun, oyunlar nabza göre şerbet veriyor. İlla ki size hitap edecek bir oyun kategorisi bulabilirsiniz.
Oyunların Bağımlılık Yapmasının Sebepleri
Bu yazıda, oyunların neden bu kadar keyifli olduğundan ziyade, oyun bağımlılığı hakkında konuşacağız. Oyunlar neden bağımlılık yapıyor? Bu sorunun kısa cevabı, çünkü aşırı zevkliler. Oyunları diğer etkinliklerden ayıran nedir? Oyunlar, aktif olarak yapılan bir iştir. Oyun oynamak, bir filmi izlemek veya müzik dinlemekten farklıdır. Ayrıca, oyunların bir sonu yoktur. Özellikle online ve rekabetçi oyunlar, sonsuz döngüler sunar.
Bir film izlemeye iki saat, bir dizi sezonuna toplamda 30 saat harcayan biri, bir oyuna 500 saatten fazla zaman harcayabilir. Oyunların, bizi yüksek konsantrasyon seviyesine sokabilmesinde belli mekanizmalar yatıyor. Bu mekanizmalar, neredeyse tüm oyunlarda mevcut olan bir algoritma ile “zorlama döngüsü” oluşturur.
Oyunların Temel Mekanizması: Zorlama Döngüsü
Bu döngü üç aşamadan oluşur:
- Öldür
- Ödülünü Al
- Karakterini Geliştir
Oyunlarda genellikle alt etmemiz gereken bir karakter bulunur. Bu karakteri alt ettikten sonra oyun bize bir ödül verir. Bu ödül sayesinde yönettiğimiz karakteri geliştirebiliriz. Bu döngüdeki kritik kısım, kontrol ettiğimiz karakterde bir güçlenme ve ilerleme görmektir. Bu deneyim, oyuncuyu daha fazla oynamaya iter. Daha zor bir canavar öldürmek, daha yüksek bir ödül almak ve bunun sonucunda daha iyi gelişmek, oyunların bağımlılık yapan tarafını oluşturur.
Oyunların Erkeklere Çekici Gelme Sebebi
Oyun oynayanların çoğu erkektir. Haliyle, oyun bağımlısı olanların çoğu da erkek. Peki neden? Oyunlar, agresifliği ve rekabeti ifade etmeyi sağlayan bir yapıya sahiptir. Çoğu oyun, öldürmek, yok etmek ve yenmek üzerine kuruludur. Bu rekabetçi taraf, özellikle erkeklerin hoşuna gider çünkü erkeklerin geneli, kadınlara kıyasla daha agresif ve rekabete daha yatkındır. Oyunlar, bu agresifliği besleyen bir yapıdadır ve bu yüzden aşırı zevkli gelir.
Oyunların Kahramanlık Simülasyonu Sunması
Oyunlar, kahramanı canlandırdığımız senaryoları çok sever. Hiçbir oyunda ezik, zayıf bir karakter oynamıyoruz; başta zayıf olsak bile sonlara doğru güçleniyoruz. Oyunlar, hayattaki birçok eylemden daha cazip ve canlı hissettirebilir. Normal hayatında sıradan bir öğrenci veya beyaz yakalı bir çalışan olan biri, oyunlarda asla ulaşamayacağı bir kahramanlık simülasyonu yaşayabilir.
Joseph Campbell, “İnsanlar, hepimizin aradığı şeyin hayatın bir anlamı olduğunu söylüyor. Gerçekten aradığımız şeyin bu olduğunu sanmıyorum. Bence aradığımız şey, canlı olma deneyimidir” der. Oyunlar, bu kahramanlık simülasyonları ile bu arzuyu tatmin eder. En çok satan üst düzey oyunlara bakın: “The Last of Us,” “Red Dead Redemption,” veya “God of War.” Hepsinde bir kurtarıcı rolünü canlandırıyoruz.
Dikkat Eksikliği ve Oyunlar
Dikkat eksikliği veya hiperaktivite bozukluğunuz varsa, oyunlar bu açığı kapatmada etkili olabilir. Edward Hallowell, “Dikkatsiz Beyin” adlı kitabında, dikkat bozukluğu olan bireylerin beyinlerini aktif tutmak için sürekli yeni uyarılar aradıklarından bahseder. Bu bireyler, dış yapıya bu kadar çok ihtiyaç duyarlar çünkü iç yapıları zayıftır. Oyunlar, bu bireylerin aradığı güvenceyi ve yönlendirmeleri sağlar.
Can Sıkıntısı ve Oyun Bağımlılığı
Oyun bağımlılığının en büyük etkenlerinden biri can sıkıntısıdır. Birçok kişi oyun oynar çünkü yapacak daha iyi bir şey yoktur. Bir hobisi veya alternatif bir aktivitesi yoktur ve can sıkıntısı kadar sinir bozan bir şey de yoktur. Geriye ne kalıyor? Oyun oynamak. Çünkü bir oyun, can sıkıntısına en iyi gelen şeylerden biridir.
Oyun Bağımlılığını Anlamak
Oyun bağımlısı olup olmadığınızı anlamak için birkaç maddeyi değerlendirebiliriz. DSM (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayısal El Kitabı) tarafından hazırlanan bir test, bir kişinin oyun bağımlısı olup olmadığını ölçmek amacıyla 9 madde sunar. Eğer bu maddelerden beş tanesini veya daha fazlasını kendinizde gözlemliyorsanız, bu teste göre oyun oynama probleminiz var.
- Oynamadığınız zamanlarda bile oyunlar hakkında düşünmek için çok zaman harcıyor veya bir sonraki oyunu ne zaman oynayacağınızı mı planlıyorsunuz?
- Oyun oynamayı kesmeye veya durdurmaya çalışırken huzursuz, asabi, kızgın, endişeli veya üzgün hissediyor musunuz?
- Eskiden aldığınız aynı heyecanı elde etmek için daha fazla süre oynama ihtiyacı hissediyor musunuz?
- Daha az oynamanız gerektiğini düşünüyor ancak oyun oynamak için harcadığınız zamanı azaltmıyor musunuz?
- Oyun oynama nedeniyle diğer eğlence etkinliklerine ilginizi kaybediyor veya bunlara katılımınızı azaltıyor musunuz?
- Oyun oynamak yüzünden yeterince uyuyamamak, okula veya işe geç kalmak gibi olumsuz sonuçlar yaşadığınız halde oyun oynamaya devam ediyor musunuz?
- Ailenize, arkadaşlarınıza veya diğerlerine ne kadar oyun oynadığınız konusunda yalan söylüyor musunuz?
- Kişisel sorunlarınızdan kaçmak için mi oyun oynuyorsunuz?
- Oyun yüzünden önemli ilişkileri, iş, eğitim ve kariyer fırsatlarını riske atıyor veya kaybediyor musunuz?
Oyun Bağımlılığından Kurtulma Yöntemleri
Oyun bağımlılığından kurtulmak için çeşitli terapi metotları kullanılmakta. Bunlardan biri de Bilişsel Davranışçı Terapi’dir. Bu terapi, bir kişinin düşüncelerini değiştirmeye odaklanır. Çünkü düşünceler değiştiğinde, davranışlar da değişir. Örneğin, “Sadece oyunlar benim iş stresimi alabilir” gibi bir düşünceyi değiştirmek, bu terapiyle mümkün olabilir.
Ayrıca, oyun oynama süresini kademeli olarak azaltmak da bir yöntemdir. Günde altı saat oyun oynuyorsanız, bu süreyi beş saate düşürün ve performansınıza bakın. Bu, oyuncuya kendini gözlemleme fırsatı verir.
Şahsi Tavsiyelerim
Üretkenlik Üzerine Çalışın: Oyunlara karşı aşırı ilgiliyseniz, oyun yapımını deneyebilirsiniz. Oyun yapmak, yaratıcı tarafınızı geliştirir ve ortaya bir şey çıkarmanın verdiği tatmin hissi apayrıdır.
Zevklerinizi Sınırlayın: Oyun oynamayı bir ödül gibi görmek en iyisidir. Bir işinizi veya ödevinizi hallettikten sonra kendinizi oyunla ödüllendirin. Bu şekilde daha fazla keyif alırsınız.
Oynayacağınız Oyunları Seçerken Dikkatli Olun: Özellikle MMORPG veya MOBA türleri, sizi bağımlı etmeye yakındır. Bu tür oyunların sürekli güncellemeleri, yeni sürümleri ve bitmek bilmeyen rekabeti vardır.